Blues’un en önemli ismidir belki de Robert Johnson. Bestelendiği günden beri Blues yapan herkesin büyük bir hevesle çaldığı, onlarca kez coverlanmış olan Sweet Home Chicago, Crossroad Blues, Me and the Devil gibi pek çok önemli eser bıraktı dünyaya.
Pek çok blues sanatçısı gibi yokluk içinde büyür. Çocuk yaşında tarlada çalışmaya başlar. Çocukken geçirdiği bir kaza sonucunda bir gözü de kördür. 16 yaşındayken eşi doğum sırasında hayatını kaybedince kendini tamamen müziğe verir.
Rivayet der ki bir gece tek başına dolaşmaya çıkan Johnson, bir anda karşısına şeytanı bulur. Şeytan, bir antlaşma önerir. Buna göre Johnson’ın ruhuna karşılık, ona nasıl gitar çalınacağını öğretecekti, onu bir efsane yapacaktı. Robert Johnson kabul eder tabi ki. Böylece şeytan Johnson’ın gitarının akordunu değiştirir ve o gece müzikte işler değişmeye başlar.
Rivayet gerçek midir değil midir bilinmez fakat gitar akordunun alışılagelmişin dışında olduğu tamamen gerçek. Akordun nasıl yapıldığını veya hangi düzende yapıldığı hiç kimse bilmez. Kendisi kimseye öğretmemiştir; hatta akordunu yaparken yanında biri olmasına izin vermemiştir.
27’ler kulübünü biliriz değil mi hepimiz? İşte o kulübün kapılarını aralayan adamdır kendileri. 1938 yılında 27 yaşındayken kayıtlı 27 şarkı ve 2 tane fotoğrafla beraber hayata gözlerini yumdu. 27’ler kulübü de şeytanın lanetlerinden biridir belki. Joplin, Hendrix, Cobain, Morrison, Winehouse ve nicelerine bulaşmıştır o geceye tarlada satılan bir ruhun laneti.
Yıl 1990’a geldiğinde bu işin sırrını çözmeye karar verirler. Johnson’ın kullandığı gitarı incelemeye karar verilir. Yapılan araştırmalarla yaşarken kaydettiği 42 şarkı ve 1 tane daha fotoğrafı bulundu fakat akordunun nasıl yapıldığı neredeyse 100 yıldır çözülemeyen bir sır
“Crossroads” bir aralar sabah akşam çalardı evimde…başlığı okur okumaz CDyi raftan çıkarıp dinlemeye başladım. Ne iyi geldi ya 🙂 thank you!
oh mis keyif olsun! sanırım biz şiir yazanların ortak yanı bu türde müzikler seviniyorum.. 🙂
Açtım Sweet Home Chicago’yu ve ardından bağladım Crossroad’ı vakit kaybetmeden. Kısa süreliğine de olsa farklı bir boyuta geçtim. İyi oldu bu yazı:)
Güzel denk geldik hep beraber 🙂
Antika görünümlü bir radyo vardı evimizde. Küçükken arka kapağı açar içindeki aletleri söker takardım. İnanılmaz bir oyuncaktı benim için. Böyle böyle bir gün blues müziği keşfettim.
Hala sallanıyorum.. ?
Çocukken bir arkadaşıma gitar aldılar.. Bu gitarı sevmedi.. Bende bana ver bir süre dedim.. 8 yaşındayım.. Neyse eve gittim.. Başladım oynamaya aaaa Bi baktım.. İçime jimi kaçmış.. ? İyi etmişsin..
Lisede gitar çalan bi oğlana aşık olmuştum. Kursa gittim. Biraz çalmaya başlayınca aşkım bitti. Meğer gitara aşık olmuşum. ?
O zaman sende çalıyorsun?? ?
Akortsuz öyle evin bir köşesinde duruyor. Pek iyi çaldığımı söyleyemem..
O zaman oğlana aşık olmuşsun ?
Olsam oldum derim laaaaa?
Peki?
Me and Devil blues, Hatırlattığın için çok teşekkür ederim.
Keyif olsun! Şeytan çok yanlış anlaşılıyor. ?
Blues için öyle. Öyle olunca değerli oluyor sanırım. Çoğunluğun yanlış anlaması gerek. ?
haklısın.. daha çok bağıralım.. 🙂