Merhaba ben kuşbeyin!
İnsanlar gibi yürümek istedim. Dağların üstünden etrafından dolanmak yerine, tırmanmak ve dağların tepesine dokunmak istedim. İnsan ömründe en çok neye zaman harcar? bunu öğrenmek istedim! Kuş beyinliyim çünkü! Mazur görün! Bir sürü şey gördüm ama, kuş gibi bakmışım işte! Dünya ile bu kadar mesafeli olmayı inanın bana hiç ama hiç istemezdim.
Biz büyüklerimizden işittik ki önce “er” yaratılmış. Yaratıcı kendi kudretinden “er”e Tanrılık kılmış. Bu “er”in bir kuş şeklinde ve çok hikmete sahip olduğunu söylediler. Ben yine de insan olmak istedim. Çünkü; bu destanın devamını sadece onlar bileceklerdi. Ne harika öyle değil mi? Canlı, cansız tüm varlıkların göbeğinde yaşayan insan, uçmaya neden gerek duysun?
Balkonlara tüneyip, evlerinizin içine baktım! Kocaman yuvalarınızı gördüm. Bir sürü dal toplamış, tek başınıza oturuyordunuz. İnsan olmak istedim, daha güzel bir yuva için! Kuş oldum, bu hikmete sahip olmak için!
İnsanın en başta, tek bir seyircisi oluyordu. Onu ölesiye alkışlayıp, diğerlerinin de onu seveceğine inandıran, tek bir seyirci! Gösterinizden sıkılan seyirciniz sizi hala çok seviyor, merak etmeyin. Lakin hayat, işte böyle başlıyordu!
Sizin için imkansız diye bir şey yoktu, sadece düşük ihtimaller vardı. Gündüzleri harcadığınız zaman aslında kısa bir günden ibaretti, geceleri ise, sadece zaman kaybediyordunuz. Bu yüzden insan olmak istedim. Kendime ait bir zamanım olsun diye! Oradan oraya uçmaktan kurtulacaktım. Kendimle kalacaktım!
İnsan olabilseyim eğer, hiç utanmazdım! Çünkü; utanç duygusu, hazzı öldürüyor! Kuş oldum, izledim! Ne fırsatlar kaçırıyordu insan! Burnunun ucunda duran toz parçasını bile göremiyordu çoğu zaman. Fırsatlar parmaklarınızla un ufak ettiğiniz, kırıntılardan ibaretti. Genzinize kaçar da hasta olursanız, iyileştiğinizde belki anlıyordunuz!
Neyse, size asıl anlatmak istediğim şey olaylara kuş bakışı yaklaşmanızı gerektiriyor!
Evinizde kaldığınız için hava kirliliği her geçen gün düşüyor! Yürürken kirlettiğiniz havaya, kanatlarımız yetmiyordu artık! Dünyanın odaklandığınız meselerle dönmediği, başka değerlere ihtiyacınız olduğu ve tabi olduğunuz yaşama duymanız gereken saygının hatırlatıldığı bu günler gelip geçicidir. Kalıcı olan tek şey, doğal yoldan seçilmeniz olacak!
Yukarıdan bakınca çok küçük görünüyorsunuz, bu yüzden size çok yaklaşmak gerekiyor! Öldürdüğünüz tüm o karıncalar işte bundan bahsediyordu! Anlamayanlar için karıncadan daha küçük yaratıklar olduğunu söylemek istedim. O yaratıklar bugün çok can alıyorlar ve size hiç kimse onlar kadar yaklaşamayacak! Ne yalan söyleyeyim, insan olmayı biraz da bu yüzden çok istedim! Ölüm sizi hayatta tutuyor!
Korkmayın! İnsan olmak uçmaktan öte birşeydir! Size bir çift kanattan çok daha fazlası verildi.
Unutmayın ki; burada yaşam mücadelesi dediğiniz, aslında ölüme attığınız bir adımdan ibaret. Kim bilir kaç adım attınız da farkında bile değilsiniz!
Korkutularak gelişen bir yaratık, sadece sevilirse evrimleşir!
O büyük kalplerinizi ne olur kullanın artık!
Evet, öldüğümüz için bunca seviyoruz yaşamayı. Hayatın diyalektiği… Uzun zaman sonra, hoş geldin..
hoşbuldum sende hoşgeldin 🙂
Ne güzel yazmışsın aklıma zamanımın şu şarkısının mısraları geldi hemen.
Sevince;
Öyle bir yol tutmuşum ki sorma
Inandım ki sevince vardır dünya
Sevincedir günlerin bir başka
Durma dostum sen de yer ver aşka.?
bu şarkıyı hatırlatmak gurur verici 🙂
Mutlu merhaba,
Yazın gerçekten güzel olmuş ellerine sağlık sadece ölü bir kuş değilde istediği zaman daldan dala konabilecek bir kuş olsun onlar bilmese de bizde onların kanatlarına özeniyoruz…
o fotoğraf benim için önemliydi bu seferlik mazur gör .. teşekkür ederim yorum için keyf olsun..
Mutlu çok güzeldi, biraz geç okumuşum kusura bakma, ellerine sağlık, senden cümleler okumak güzel.
yorumlarında benim için kıymetli keyf olsun 🙂